top of page

Bitkisel Yağlar Bozulur mu? Yağlar Nasıl Depolanmalıdır?

Güncelleme tarihi: 20 May


Bitkisel yağlar bozulur mu?

Yağlar da diğer birçok gıda maddeleri gibi saklama koşullarına göre ve raf ömrüne göre bozulabilmektedir.

Nasıl olsa ben bu bitkisel yağı sürekli kullanıyorum diyerek toptan fazla miktarlarda bitkisel yağ satın almanız pek tavsiye edilen bir yöntem değildir. Bitkisel yağlar satılan yerlerden alacağınız bitkisel yağın raf ömrünü de hesaba katmak gerekmektedir. Bitkisel yağları genel olarak düşünürsek zaman içerisinde bulunan etken maddelerin kaybolması ve okside olması gibi sonuçlar doğurabilir. Bitkisel yağlarda içerisinde etken maddenin kaybolması demek o bitkisel yağın sağlık ve şifa yönünden bir etkisi bulunmadığı söyleyebiliriz.


Bitkisel yağların saklama ve depolama koşulları nedir ?

Öncelikle almış olduğumuz bitkisel yağı ışıktan korumalı ve karanlık ortamlarda renkli ışığı süzebilen cam şişelerde minimum 10 ila 25 derece ortamda bulundurmanız gerekmektedir. Işığa ve ısıya maruz kalan bitkisel yağlar çabuk bozulma gösterecektir. Bu bozulmalar gözle görülür şekilde bir sonuç vermez. O yüzden bozulan bitkisel yağı kullanırken fark edemeyebilirsiniz. Şifa yönünden de pek fazla yarar sağlamadığı için ben o bitkisel yağı aldım kullandım ama hiç bir yararını görmedim gibi nedenler üretmenize neden olabilir. Bitkisel yağlar üretim koşullarına göre saklama süreleri farklılık göstermektedir. Ortalama bitkisel yağlar da saklama koşullarına uygun olarak bekletilme süresi maksimum 3 yıl fakat bu tüm bitkisel yağlar için geçerli bir süre değildir. Ayrıca bitkisel yağları depolarken oksijen temasını kesmek için Azot gazıyla muhafaza edilerek oksidasyon hızı yavaşlatılabilir.


Bitkisel yağ satın alırken mutlaka üretim ve son kullanma tarihlerine dikkat edin. Diğer bir konuda dışarıda şifa adına satılan bir çok bitkisel yağların birtakım ayçiçek yağı gibi rafine edilmiş yağlarla karıştırılmaktadır bizim tavsiyemiz şifa için alacağınız bitkisel yağın türü ne olursa olsun ilk hedefiniz bu yağları üreten fabrikalar olmasına dikkat edin ve satın alacağınız yağı mutlaka ilgili bakanlığının bitkisel yağlar tebliğine uygun şekilde üretildiğini sorun merdiven altı üretim diye tabir ettiğimiz küçük çaplı üretim yerlerinden kaçınınız. Alacağınız bitkisel yağın üretim izninin olup olmadığını sorunuz üretilen bitkisel yağın analizinin olup olmadığına dikkat edin.


Katkılı olan bitkisel yağların şifa bakımından hiç bir yararı olmadığını unutmayınız. Şifa bakımından oldukça etkili olan ve alternatif tıp diye tabir ettiğimiz bitkisel yağlar üretim şeklide çok önemli olduğunu hatırlatmakta yarar var.


Bazı bitkisel yağlar üreten fabrikalar özellikle tohum yağları üretiminde daha fazla verim almak adına tohumlara çok fazla ısı vererek yağ elde etmektedirler. Bu durum tavsiye edilen bir üretim şekli değildir. Bunun nedeni çok fazla ısıya maruz kalan bitki ve bitki tohumları içerisinde bulunan etken maddenin kaybına neden olmaktadır. Etken madenin kaybı söz konusu olduğunda şifa için kullanılan bitkisel yağın pek etkili olmadığını belirtmeliyiz.


Bitkisel Yağlarda Oksidasyon

Yağ asitlerinin oksijenle temasıyla zaman içinde gerçekleşen reaksiyona oksidasyon denir. Doymuş yağ asitlerine kıyasla Doymamış yağ asitleri kolaylıkla okside olabilirler. Özellikle çift bağın sayısının artması oksidasyonu kolaylaştırmaktadır. Metaller, ısı, ışık vb. oksidasyonu hızlandırmaktadır.


Doymamış yağ asitlerinin yapısında yer alan etilen bağı (-CH=CH-) kolaylıkla hidrojenle yada halojenlerle doyurulabilir. Doymamış yağ asidi doymuş hale geçer. Yada çift bağ oksidasyonla açılarak yeni ürünler oluşabilir. Oleik asitten pelargonik asit ve azelaik asitlerin oluşması buna örnek olarak verilebilir.


Oleik asit oksitleyici olarak potasyum permanganat (KMnO4) kullanıldığında ve düşük ısıda, çift bağına 2 OH grubu eklenerek dihidroksi stearik aside dönüşür. Oksidasyon ilerler ve ısı yükseltilirse molekül daha çok oksitlenir. Bunun sonucunda dihidroksi stearik asit bir molekül su kaybeder ve çift bağın olduğu yerden parçalanır. Bunlar azelaik asit ve pelargonik asitlerdir.


Doymamış yağ asitlerinin moleküler oksijenle oksitlenmeleri ve çift bağlara O2 girmesi ile çeşitli gruplar ortaya çıkar. Otooksidasyon veya acılaşma olarak bilinen bu olayda oluşan ve yağıda istenmeyen tad, görünüm ve koku oluşturan bileşikler peroksit, epoksit, ketohidroksit gibi gruplardır. Bu grupların özellikle yüksek ısılarda parçalanmaları ile çoğunlukla asit ve aldehitlerden oluşan değişik ürünler oluşur.


İn vivo olarak şekillenen ve lipid peroksidasyonu olarak adlandırılan çoklu doymamış yağ asitlerinin peroksidasyonu ise bir zincir reaksiyonu şeklindedir. Reaksiyon sırasında eşlenmemiş elektronlar içeren, çok reaktif olan serbest radikaller oluşur. Serbest radikaller canlı organizmada geniş çaplı reaksiyonlara girerler. Ancak organizmada bulunan savunma sistemi antioksidatif etkileri ile bu bileşiklerin zararlı etkilerini önler veya kontrol altında tutar.


Naturalis Olea bitkisel yağlar üreten firmamız öncelikle üretimlerinde ilgili bakanlığının bitkisel yağlar tebliğine uygun sağlık ve şifa acısından kullanılabilecek bitkisel yağ üretimini esas almaktadır. Üretimini yapmış olduğumuz bütün bitkisel yağlar üretim izinleri ve analizli sağlık açısından hiç bir tehlike arz etmeyecek şekilde üretilmektedir. Bu yüzden yüzlerce ilaç ve kozmetik üretimi gerçekleştiren firma bizi tercih etmiştir.

90 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör